Skip to main content
All Posts By

KAHİP

STK’lar için Kamu Harcamalarını İzleme Eğitimi ve Kampı

Başvuru için tıklayınız

Eğitime ve Kampa katılmak için son başvuru tarihi: 15 Mayıs 2018

STK Eğitim ve Araştırma Birimi, 2018 yılı için İstanbul Büyükşehir Belediyesi harcamaları alanında izlemeyi yapacak ve elde edilen izleme tablolarını internette yayınlayacaktır. Bu süreci paylaşmak isteyen STK’ları bütçe izleme kampına katılmaya davet ediyoruz.STK Eğitim ve Araştırma Birimi, 2018 yılı için İstanbul Büyükşehir Belediyesi harcamaları alanında izlemeyi yapacak ve elde edilen izleme tablolarını internette yayınlayacaktır. Bu süreci paylaşmak isteyen STK’ları bütçe izleme kampına katılmaya davet ediyoruz.

Daha önceki yıllarda yapılan eğitim ve kamp için lütfen www.kahip.org adresini ziyaret ediniz.

Bütçe İzleme Kampı’na katılım ücretsizdir.

Kamp, 27 Mayıs 2018 Pazar günü olup süresi 6 saattir.

YER: İstanbul Bilgi Üniversitesi, santralistanbul Kampüsü, Eyüp İstanbul

Kampa Kimler Katılabilir?

Program hak temelli yurttaş girişimi niteliğinde ve yerel yönetimlerin izleme amacına sahip STK’lara yönelik olarak düzenlenmiştir. Program, STK’larda en az bir yıllık tecrübeye sahip, gönüllü veya ücretli olan, uzun dönemde aday gösterildikleri örgütlerinde çalışma perspektifine sahip, ileride STK’larda aktif olarak yer alacak gönüllüler ve profesyonellere yönelik oluşturulmuştur.

Başvuru için tıklayınız

2014 yılı Kamu Harcamaları İzleme Raporu Kamuoyu Duyurusu, 27 Ekim 2014

27 Ekim 2014

Sayın Basın Mensubu

Biz, 52 sivil toplum kuruluşu ve sivil oluşumun üye olduğu, koordinasyon ve iletişimi İstanbul Bilgi Üniversitesi Sivil Toplum Kuruluşları Eğitim ve Araştırma Birimi (Bilgi STK) tarafından sürdürülen Kamu Harcamalarını İzleme Platformu olarak sizlere bu mektubu yazıyoruz.  Bizler 5 yıldır kamu harcamalarını izliyoruz; bu yıl, kamu kaynaklarından sosyal korumaya, güvenliğe, adalete, çocuğa, gençliğe, engellilere ne kadar pay ayrıldığına yönelik yaptığımız izlemenin sonuçlarını milletvekillerine ayrı ayrı infografikler  olarak gönderdik ve şimdi de bu infografikleri siz basın mensuplarıyla paylaşmak istiyoruz.

Bizler geçen yıllarda olduğu gibi bu yıl da çarpıcı, dikkat çekici, düşündürücü rakamlara ve sonuçlara ulaştık:

 

  • OECD verilerine göre, 2012 yılında OECD ülkelerinin sosyal koruma harcamalarının GSYH’ya oranı ortalama % 28.1’dir. Türkiye’nin sosyal koruma harcamasının GSYH’ya oranı % ise 13,41 ile kısıtlıdır. 
  • Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre Türkiye’deki kişi başına sağlık harcamasında artış gözlenmesine rağmen Türkiye 41 ülke arasında hala en sondaki 7. ülke konumunda.
  • SIPRI verilerine göre, 2011 yılında Türkiye dünyada en yüksek askeri harcama yapan 14. ülke iken 2012 yılında 9. ülke oldu. 
  • Genel sağlık sigortası kapsamında tahakkuk eden prim 7 milyon 300 milyon civarında iken bunun ancak 350 milyon TL’si tahsil edilebildi.
  • Avrupa Konseyi Etkin Yargı Komisyonu’nun 2012 verilerine göre, üye ülkelerin kişi başına mahkeme ve savcılık harcamaları 52,16 avro iken Türkiye’ninki 15, 9 avro. Bir hakime düşen dosya sayısı Avrupa ülkelerinde 200 iken Türkiye’de 780’dir. Ortalama net yıllık hakim maaşı 25.000 avro civarında iken Türkiye’de 16.000 avro.
  • İç güvenlik harcamaları artıyor. En hızlı artış İçişleri Bakanlığı personel harcamalarında görülüyor. Gizli hizmet giderleri çok hızlı artış gösteren diğer harcama kalemi.
  • Çocuğa Yönelik Harcamalar çok düşük ve 2011’den sonrası şeffaf değil.
  • Gençlerin güçlendirilmesine yönelik harcamaların GSYH’ya oranı 2010 yılında % 0,30; 2013 yılında % 0,49 olarak hesaplandı. Dünyanın en hızlı büyüyen ekonomilerinden biri olan Türkiye ekonomisi gelişirken, gençlerin güçlendirilmesine yönelik yapılan kamu harcamaları artışı bunun gerisinde kaldı.

 

Kamu Harcamalarını İzleme Platformu, www.kahip.org

Prof. Dr. Nurhan Yentürk, Platform sözcüsü,

[email protected]  0532 435 16 20

Not: İnfografiklerin elektronik kopyalarına www.kahip.org adresinden ulaşılabilmektedir

 

2013 yılının Sosyal Koruma Harcamaları, Sağlık Harcamaları, Askeri Harcamalar, İç Güvenlik Harcamaları, İç Güvenlik Harcamaları, Adalet Harcamaları, Çocuğa Yönelik Harcamalar, Gençlerin Güçlendirilmesine Yönelik Harcamalar’a yönelik dikkat çeken ayrıntıları aşağıda maddeler halinde bulabilirsiniz.

Sosyal Koruma Harcamaları:

  • Türkiye’de sosyal yardım, sosyal hizmetler, sosyal güvenlik ve sağlık alanını kapsayan sosyal koruma harcamaları 2006-2008 döneminde % 11,5 civarında gerçekleşmiştir. Bu oran 2009-2012 döneminde  % 13’ün üzerinde gerçekleşmiştir,  2013 yılında ise % 14,06’dır.
  • En son yayınlanmış OECD verilerine göre, OECD ülkelerinin sosyal koruma harcamalarının 2012 yılında GSYH’ya oranı ortalama % 28,1’dir. 2012 yılında Türkiye’nin sosyal koruma harcamasının GSYH’ya oranı % ise 13,41 ile kısıtlıdır. Kişi başına milli gelirinin benzeştiği ülkelerle kıyaslanınca Türkiye’nin bu oranının % 18’e yükseltilmesi önerimiz arasındadır.
  • Sosyal koruma harcamalarını içinde yoksullar için yapılan harcamaların GSYH’ya oranı ise 2013 yılı için % 1,11 ile sınırlı kalmaktadır. Yoksullara yönelik sağlık harcamaları da eklendiğinde oran % 1,67’ye yükselebilmektedir. Yoksul hanelere yönelik düzenli  gelir desteği verilmesinin siyasi partilerin seçim beyannamelerinde yer aldığını hatırlatmak ve yoksullara yönelik sosyal harcamalarının mutlaka artırılması gerektiğini vurgulamak isteriz.

Sağlık Harcamaları:

  • Kamu sağlık harcamalarının GSYH’ya oranı bir tek 2009 yılında % 5’in üzerine çıkmıştır. 2013 yılında GSYH’ya oranı % 4,68 olarak gerçekleşen sağlık harcamalarının GSYH’ya oranının düşürülmesi planlanmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre Türkiye kişi başına sağlık harcaması artış göstermesine rağmen hala en sondaki 7. ülke konumundadır. Bu nedenle sağlık harcamalarında bir azalma olmasını doğru bulmuyoruz.
  • 2013 yılında sağlık harcamalarının içinden sadece % 14,58’i koruyucu (ve idari) hizmetlere gitmekte, % 85,24’ü ise ilaç ve tedavi hizmetlerine gitmektedir. Koruyucu hizmetlerden başlayarak sağlık harcamalarının payı artırılmalıdır.
  • Genel sağlık sigortası kapsamında tahakkuk eden prim 7 milyar 300 milyon civarında iken bunun ancak 350 milyon TL’si tahsil edilebilmiş olması vahim bir sonuçtur. Sağlık sistemi dışında kalan vatandaş olması sağlık hakkının kullanılamadığı anlamına gelmektedir. Ücreti asgari gelirin altındaki tüm vatandaşların primlerinin devlet tarafından karşılanması gerektiğini düşünüyoruz.

Askeri Harcamalar:

  • 2013 yılı için,  SIPRI yöntemi ile hesaplanan Türkiye’nin askeri harcamalarının  GSYH’ya oranı ise % 2,33 olmaktadır. Yine SIPRI verilerine göre, 2011 yılında Türkiye dünyada en yüksek askeri harcama yapan 14. ülke iken 2012 yılında 9. ülke olmuştur.
  • Askeri kurumların personel harcamaları ve bu personelin ihtiyaçlarına yönelik mal ve hizmet alımları bir arada düşünüldüğünde harcamaların % 75’ini oluşturmaktadır. Modernizasyona yönelik mal ve hizmet alımı ve sermaye harcamaları ise toplamın % 25’ini oluşturmaktadır.
  • Türkiye’nin dünyada askeri harcaması en yüksek 9. ülke olması gerekmediğini, askeri harcamalarını azaltılarak, NATO-Avrupa askeri harcamaların GSYH’ya oranının ortalaması olan 1,8 düzeyine indirilmesini öneriyoruz.  12,5 milyon sigortasız vatandaşın genel sağlık sigortası priminin devlet tarafından ödenmesi ve 1 milyon göreli yoksul haneye ayda 295,5 TL düzenli gelir verilmesi durumunda ortaya çıkan ek kaynak ihtiyacı 1,3 milyar TL civarındadır ve askeri harcamaların yüzde 5 azaltılmasıyla bu kaynak sağlanabilecektir.

İç Güvenlik Harcamaları:

  • Türkiye’de 2006 yılındaki içi güvenlik harcamasının GSYH’ya oranı da 0,88 iken 2013 yılında 1,36 olarak gerçekleşmiştir. En hızlı artış İçişleri Bakanlığı personel harcamalarında görülmektedir. Gizli hizmet giderleri çok hızlı artış gösteren diğer harcama kalemidir. Emniyet Genel Müdürlüğü ve MİT’in harcamaları içinde personel harcamaları hızla artmaktadır.

Adalet Harcamaları:

  • Adalet harcamalarının GSYH’ya oranı 2008 yılında % 0,35 iken 2013 yılında % 0,55’e yükselmiştir. 2016 yılına kadar % 0,49’a düşürülmesi planlanmaktadır.
  • Avrupa Konseyi Etkin Yargı Komisyonu’nun 2012 verilerine göre, üye ülkelerin kişi başına mahkeme ve savcılık harcamaları 52,16 avro iken Türkiye’ninki 15, 9 avro; adli yardım harcaması 7,7 avro iken Türkiye’ninki 1,10 avrodur. Bir hakime düşen dosya sayısı Avrupa ülkelerinde 200 iken Türkiye’de 780’dir. Ortalama net yıllık hakim maaşı 25.000 avro civarında iken Türkiye’de 16.000 avrodur. Bu verilere dayanarak adalet harcamalarının artırılması gerektiğini düşünüyoruz.

 

Çocuğa Yönelik Harcamalar:

  • Nüfusun % 31’i çocuk olduğu halde sağlık, sosyal hizmetler, sosyal yardım ve adalet hizmetleri çerçevesinde, 2010 yılında çocuklar için eğitim dışı harcamaların GSYH oranı % 1,33 iken 2011’de bu oranın % 1,11 ile sınırlı kaldığını hesaplıyoruz. Eğitim harcamaları eklendiğinde 2010’da GSYH oranı % 3,59, 2011’de ise azalarak % 3,43 olmaktadır.
  • 2011 yılından sonra üç önemli kurum olan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, SGK ve Sağlık Bakanlığı (ve bağlı kurumlarının) verileri ayrı olarak yayınlanmamaktadır. BM Çocuk Hakları Komitesi’nin 2012 tarihli Sonuç Gözlemleri’nde yer alan bu eksikliğin giderilmesini talep ediyoruz.

 

Gençlerin Güçlendirilmesine Yönelik Harcamalar:

  • Gençlerin güçlendirilmesine yönelik harcamaların GSYH’ya oranı 2010 yılında % 0,30; 2013 yılında % 0,49 olarak hesaplanmıştır. Dünyanın en hızlı büyüyen ekonomilerinden biri olan Türkiye ekonomisi gelişirken, gençlerin güçlendirilmesine yönelik yapılan kamu harcamaları artışının bunun gerisinde kaldığını, bir başka deyişle gençlerin bu büyümeden yeterince pay alamadıklarını göstermektedir. Bütçede gençlik yoktur, eğitimde olmayan gençlik hiç yoktur.

Kamu Harcamalarını İzleme Platformu, www.kahip.org

Prof. Dr. Nurhan Yentürk, Platform sözcüsü,

[email protected]  0532 435 16 20

Not: İnfografiklerin elektronik kopyalarına www.kahip.org adresinden ulaşılabilmektedir.

2012 yılı Kamu Harcamaları İzleme Raporu Kamuoyu Duyurusu, 1 Kasım 2012

Askeri Harcamaların yüzde 5 azaltılmasıyla 12,5 milyon sigortasız vatandaşın genel sağlık sigortası priminin devlet tarafından ödenmesi ve 1 milyon göreli yoksul haneye ayda 295,5 TL düzenli gelir verilmesi mümkün olabilir.

1 Kasım 2012

Sayın Basın Mensubu

Biz, 57 sivil toplum kuruluşu ve sivil oluşumun üye olduğu  Kamu Harcamalarını İzleme Platformu olarak sizlere bu mektubu yazıyoruz.  Bizler üç yıldır kamu harcamalarını izliyoruz; bu yıl izlediğimiz alanları artırarak, kamu kaynaklarından sosyal korumaya, çocuğa, gençliğe, engellilere ve askeri alana ayrılan kaynakların yanısıra, adalet ve iç güvenlik harcamalarına da ne kadar pay ayrıldığına yönelik yaptığımız izlemenin sonuçlarını milletvekillerine bir mektup olarak gönderdik ve şimdi de siz basın mensuplarıyla paylaşmak istiyoruz.

Bizler geçen yıllarda olduğu gibi, bu yıl da çarpıcı, dikkat çekici, düşündürücü rakamlara ve sonuçlara ulaştık:

Sosyal Koruma Harcamaları:

  • Türkiye’de sosyal yardım, sosyal hizmetler, sosyal güvenlik ve sağlık alanını kapsayan sosyal koruma harcamaları 2006-2008 döneminde % 11,5 civarında gerçekleşmiştir. Bu oran 2009 ve 2010 yılında % 13’ün üzerinde gerçekleşmiştir,  2011 yılında ise % 13’tür.
  • En son yayınlanmış Eurostat verilerine göre, AB(27) ülkelerinin sosyal koruma harcamalarının 2009 yılında GSYH’ya oranı % 29,5’tir. 2009 yılında Türkiye’nin sosyal koruma harcamasının GSYH’ya oranı % ise 13,5 ile kısıtlıdır. Türkiye, en azından kişi başına milli gelirinin daha yüksek olduğu Bulgaristan ve Romanya gibi ülkelerin sosyal koruma harcamalarının GSYH’ya oranına çıkabilmek için, sosyal koruma harcamasının GSYH’ya oranını % 18’e yükseltilebilmelidir.
  • Sosyal koruma harcamalarını içinde yoksullar için yapılan harcamaların GSYH’ya oranı ise 2011 yılı için % 1,33 ile sınırlı kalmaktadır. Son seçimlerde tüm siyasi partilerin yoksul hanelere yönelik düzeni gelir desteği verilmesinin seçim beyannamelerinde yer aldığını hatırlatmak ve yoksullara yönelik sosyal harcamaların mutlaka artırılması gerektiğini vurgulamak isteriz.

Askeri Harcamalar:

  • SIPRI yöntemi ile hesaplanan askeri harcamaların 2011  yılında  GSYH’ya oranı ise % 2,35 olmaktadır. Yine SIPRI verilerine göre, Türkiye dünyada en yüksek askeri harcama yapan 14. ülke olmaktadır.  Askeri kurumların personel harcamaları ve bu personelin ihtiyaçlarına yönelik mal ve hizmet alımları bir arada düşünüldüğünde harcamaların % 75’ini oluşturmaktadır. Modernizasyona yönelik mal ve hizmet alımı ve sermaye harcamaları ise toplamın % 25’ini oluşturmaktadır.
  • Türkiye’nin dünyada askeri harcaması en yüksek 14. ülke olması gerekmediğini, askeri harcamalarını azaltılarak, NATO-Avrupa askeri harcamaların GSYH’ya oranının ortalaması olan 1,8 düzeyine indirilmesini öneriyoruz.  12,5 milyon sigortasız vatandaşın genel sağlık sigortası priminin devlet tarafından ödenmesi ve 1 milyon göreli yoksul haneye ayda 295,5 TL düzenli gelir verilmesi durumunda ortaya çıkan ek kaynak ihtiyacı 1,3 milyar TL civarındadır ve askeri harcamaların yüzde 5 azaltılmasıyla bu kaynak sağlanabilecektir. Askeri harcamaların yüzde 20 azaltılmasıyla ise  12,5 milyon sigortasız vatandaşın genel sağlık sigortası primi devlet tarafından karşılanabilir ve 1,5 milyon yoksul haneye ayda 465,4 TL düzenli gelir desteği verilebilir.

 

Sağlık Harcamaları:

  • Türkiye kişi başına sağlık harcaması açısından Avrupa’da gen son sırada iken Sağlık Bakanlığı ve sağlık harcamalarında bir azalma olmasını doğru bulmuyoruz. 2011 yılında GSYH’ içindeki payı % 4,4 olan sağlık harcamalarının içinden sadece % 0.58’i koruyucu hizmetlere gitmekte, % 3,86’sı ise ilaç ve tedavi hizmetlerine gitmektedir. Koruyucu hizmetlerden başlayarak sağlık harcamalarının payı artırılmalıdır.

 

Çocuğa Yönelik Harcamalar:

  • Nüfusun % 31’i çocuk olduğu halde sağlık, sosyal hizmetler, sosyal yardım ve adalet hizmetleri çerçevesinde, 2010 yılında çocuklar için eğitim dışı harcamaların GSYH oranı % 1,19 iken 2011’de bu oranın % 1,10 ile sınırlı kaldığını hesaplıyoruz. Eğitim harcamaları eklendiğinde 2010’da GSYH oranı % 3,55, 2011’de ise azalarak % 3,44 olmaktadır.

Gençlerin Güçlendirilmesine Yönelik Harcamalar:

  • Gençlerin güçlendirilmesine yönelik harcamaların GSYH’ya oranı 2009 yılında % 0,33 ve 2010 yılında % 0,30 olarak hesaplanmıştır. 2011 yılında % 0,38’e ulaşan bu oranın 2012 yılı için % 0,37’ye düşürülmesinin planlandığı görülmektedir. Dünyanın en hızlı büyüyen ekonomilerinden biri olan Türkiye ekonomisi gelişirken, gençlerin güçlendirilmesine yönelik yapılan kamu harcamalarının artışının bunun gerisinde kaldığını, bir başka deyişle gençlerin bu büyümeden yeterince pay alamadıklarını göstermektedir. Bütçede gençlik yoktur, eğitimde olmayan gençlik hiç yoktur.

Adalet Harcamaları:

  • Adalet harcamalarının GSYH’ya oranı 2008 yılında % 0,35 iken 2011 yılında % 0,46’ya yükselmiştir. 2014 yılına kadar % 0,43’e düşürülmesi planlanmaktadır. Avrupa Konseyi Etkin Yargı Komisyonu’nun 2008 verilerine göre, üye ülkelerin ülke sakini başına mahkemeler, savcılık ve adli yardım harcamaları ortalama 47,1 Euro’dur. Bu rakam Türkiye’de 10,3 Euro’dur. Aynı veriler ile GSYH  bağlamında kişi başına harcama kıyaslamasında ise Türkiye binde 15’in altında harcama ile en düşük harcama yapan ülke kategorisindedir. Bu nedenlerle, bizler adalet harcamalarının artırılması gerektiğini düşünüyoruz.

İç Güvenlik Harcamaları:

  • Türkiye’de 2011 yılındaki içi güvenlik harcamasının GSYH’ya oranı da 1,18 olarak gerçekleşmiştir. Toplumsal sorunların çözümünde hangi silahlı gücün kuvvetlendirilmesi gerektiği tartışmaları ön plana çıkmış olmasını çok sakıncalı buluyoruz. Bu yıl hazırladığımız mektuba iç güvenlik harcamalarını ekledik çünkü askeri harcamalar azalırken iç güvenlik harcamalarının artıp artmadığının izlenmesini önemli buluyoruz.

 

Kamu Harcamalarını İzleme Platformu

Platform sözcüsü

Prof. Dr. Nurhan Yentürk [email protected]

0212 311 52 22/ 311 5195 / 0532 435 16 20

www.kahip.org

2011 yılı Kamu Harcamaları İzleme Raporu Kamuoyu Duyurusu, 7 Nisan 2011

Sayın Basın Mensubu

Biz, aşağıda ismi olan 52 sivil toplum kuruluşu ve sivil oluşumun üye olduğu  Kamu Harcamalarını İzleme Platformu olarak sizlere bu mektubu yazıyoruz.  Bizler iki yıldır kamu harcamalarını izliyoruz; bu yıl da geçen yıl yaptığımız gibi, kamu kaynaklarından sosyal korumaya, çocuğa, gençliğe, eğitime, askeri harcamalara ne kadar pay ayrıldığına yönelik yaptığımız izlemenin sonuçlarını milletvekillerine bir mektup olarak gönderdik ve şimdi de siz basın mensuplarıyla paylaşmak istiyoruz.

Bu yıl geçen yıl izlediğimiz harcamaların yanısıra, özellikle kamuoyunun gündeminde yer tutan yoksullara yönelik asgari gelir desteği, öğrenci harçları, işsizlik sigortası fonundan bütçeye aktarılan kaynak ve harcamaların denetimi gibi konulardaki görüşlerimizi açıklamak istiyoruz.

Geçen yıl olduğu gibi, bu yıl da bu yıl da, yeni kamu harcama verileri Ocak 2011’de yayınlanır yayınlanmaz gerçekleştirdiğimiz kamu harcamalarını izleme kampında çarpıcı, dikkat çekici, düşündürücü rakamlara ve sonuçlara ulaştık:

Sosyal güvenlik, sosyal yardım ve hizmet harcamaları:

  • Türkiye’de 2010 yılında sosyal güvenlik, sağlık, sosyal yardım ve sosyal hizmetleri kapsayan “sosyal koruma harcamaları”nın GSYH içindeki payı % 11,99’dır. Bu oran 27 AB ülkesinde ortalama % 27’dir.  Sosyal koruma harcamaları içinden yoksullara yönelik sosyal yardım ve hizmetlerin GSYH içindeki payı sadece % 0,78’dir ve artırılması planlanmamaktadır. Bu orandaki bir harcama çok yetersizdir, artırılmalıdır. Artışın Türkiye’deki sosyal koruma sisteminin en eksik halkalarından birisinin düzenli gelir desteğini tesis etmek yönünde kullanılmasını önemsiyoruz.
  • Merkezi Yönetim Giderleri içinde düşmekte olan faiz ödemeleri kullanılarak ve  askeri harcamaların GSYH’nın azaltılması ile sağlanacak 0,7 oranında bir kaynak ile, yapılmakta olan sosyal hizmet ve sosyal yardımların miktarının iki katına çıkarılması mümkün olacaktır.  Bu şekilde GSYH’nın % 0,7’si olan yaklaşık 7,5 milyar TL kadar bir miktarın  yoksullara yönelik asgari gelir desteği için kullanılmasını mümkün olacaktır.
  • Günümüzde SGK’nın açığını kapamak için merkezi bütçeden 55 milyar transfer yapılmakta ve bunun sadece 2,5 milyar TL’lik kısmı 2022 sayılı kanun kapsamında verilen muhtaç ve özürlü aylığı için kullanılmaktadır. Ek olarak bulunacak 7,5 milyar TL’nin SGK’ya aktarılması ile hali hazırda 2022 sayılı kanun kapsamında verilen ortalama 160 TL muhtaç ve özürlü aylığı alan 1,3 milyon yoksul sayısına 3 katı kadar yoksul eklenerek yaklaşık 5,5 milyon yoksula ulaşılabilir.  TÜİK 2009 verilerine göre yoksulluk çizgisinin altında yaşayan yaklaşık 10 milyon kişi yani 2,5 milyon hane bulunuyor. Bu durumda ek kaynakla birlikte hane başına 2 kişiye ödeme yapıldığında yoksul hanelerin tümüne ortalama ayda 320 TL asgari gelir desteği yapılabilir.

Sağlık harcamaları:

  • Sağlık harcamalarının toplamı bir tek kriz yılı olan 2009 yılında % 5’in üzerine çıkabilmiştir. 2010-2013 arasında sistemli bir azalma planlanmakta olduğu görülmektedir. Resmi kaynaklara göre azalma, alınan etkinliği artırıcı tedbirlere bağlı olacaktır. Bizce etkinlik artışı/maliyet düşüşü sonucu ortaya çıkabilecek olan her türlü kaynak yine sağlık harcamaları içinde kullanılmalıdır çünkü Türkiye kişi başına sağlık harcamasında 479 dolar ile Avrupa’da en son sırada yer almaktadır.
  • 2009 yılında GSYH’ içindeki payı % 5 olan sağlık harcamalarının içinden sadece 0.5’i koruyucu hizmetlere gitmekte, % 4.5’i ise ilaç ve tedavi hizmetlerine gitmektedir. Sağlanacak etkinlik sonucu ortaya çıkacak kaynak, mutlaka  payı çok düşük olan koruyucu hizmetlerde kullanılmalıdır.

Çocuğa yönelik harcamalar:

  • OECD ülkeleri içinde çocuk yoksulluğunun en fazla olduğu ülke yine Türkiye… Ülkemizde toplam çocuk nüfusunun %24.6’si yoksulluk içinde yaşarken, bu oran OECD ülkeleri ortalaması ise 12.4’dür.
  • Nüfusun % 31’i çocuk olduğu halde 2009 yılında sağlık, sosyal hizmetler, sosyal yardım ve adalet hizmetleri çerçevesinde çocuğa ayrılan harcamaların GSYH’ya oranı % 1.31’dir. Eğitim harcamaları eklendiğinde bu oran % 3,65’e çıkmaktadır. 2009 yılı verilerine göre çocuk başına yapılan harcama 535 TL’dir.

İşsizlik Sigortası Fonu ve GAP’a yapılan transferler:

  • 2009 yılından sonra krizin de etkisiyle İŞKUR Aktif İşgücü Piyasası programlarından yararlananların sayısı 213.852 kişiye yükselmiştir. Ancak Türkiye’deki 15 yaş üstü kentte yaşayanlar arasında işsiz sayısının 2.746.000 olduğunu dikkatinize sunuyoruz.
  • İşsizlik Fonu’nun 2008-2010 yılları arasında yaptığı harcama 13 milyar TL’dir. Bu harcamanın % 69’u GAP için Merkezi Yönetim bütçesine aktarılmış % 31’i ise İşsizlik Fonu tarafından harcanmıştır. GAP için Merkezi Yönetim bütçesine yapılan transferin işsizlik ve yoksullukla mücadele, çocukların ve gençlerin okula devam ve üniversiteye girişlerinin artırılması ve üniversite eğitimini sürdürebilmelerine yönelik harcanması gerektiğini düşünüyoruz.

Gençlerin güçlendirilmesine yönelik harcamalar ve üniversite harçları:

  • Gençlerin güçlendirilmesine (Erzurum kış olimpiyatları dahil) harcamaların GSYH’ya oranları 2010 için % 0,41 olarak hesaplanmaktadır ve 2011 yılı için % 0,37’e düşürülmesinin planlandığı görülmektedir. 2009 yılı için 316 TL olan genç başına yapılan harcama 2010 yılında 357 TL olmuştur. 2011 yılı için planlanan genç başına harcama 353 TL’dir. Yüksek Öğretim Kurumları ve Ortaöğretim’e yönelik yapılan harcamalar dahil edildiğinde bile gençlere yönelik yapılan harcamalar 2011 yılı için GSYH’nın %2,1’inden bile daha az olacaktır. Bütçede gençilk yoktur, eğitimde olmayan gençlik hiç yoktur.
  • Yaptığımız hesaba göre üniversiteye devam eden gençlerden alınan toplam harçların miktarı 2009 yılında 497.631.017 TL, 2010 yılında 501.436.471 TL’dir. Harçların hiç alınmaması durumunda bile Merkezi Yönetim faiz hariç bütçe giderlerinde ortaya çıkacak artışın sadece % 0,2 (binde iki) ile sınırlı kalacak olması dikkate değerdir.

Askeri alandaki harcamalar:

  • Türkiye’nin askeri harcamalarının GSMH’ya oranı 2009 krizinden önce % 2.0 civarında iken, 2010 yılında % 2,08’e çıkmıştır. 2011 yılında da % 2,1’e yükselmesi planlanmaktadır. Bu oranın artmaması ve 2009 yılı NATO-Avrupa askeri harcamalar ortalaması olan % 1.7 ile sınırlı tutulması önemlidir.

5018 sayılı Kanun’un kamu mali yönetim sistemine getirdiği yenilikler arasında performans denetimi esaslı bütçeleme de bulunmaktadır.  Performans denetimi, ayrılan bütçe ve onun harcanması ile ilgili olmayıp, yapılan hizmet için harcanan kaynaklarla elde edilen çıktılar üzerinden sorumluların hesap verebilmeleri ile ilgilidir. Ancak 3 Aralık 2010 tarihinde kabul edilen yeni düzenlemeyle Sayıştay tarafından gerçekleştirilecek performans denetiminin kapsamı daraltılmıştır. Bu son gelişme ile kamu harcamalarının şeffaflık ve denetim konusunda önemli bir fırsatın kaçtığını düşünüyoruz.

Siyasi partiler, hükümet ve devletlerden bağımsız çalışan ve hiçbir din, siyasi, etnik vb. görüşün propagandasını yapmama ilkelerini benimseyen Kamu Harcamalarını İzleme Platformu olarak seçime girecek tüm siyasi partilerin bu konulardaki görüşlerini kamuoyuyla paylaşmalarını bekliyoruz.

Saygılarımızla,

Kamu Harcamalarını İzleme Platformu

Platform sözcüsü

Prof.Dr. Nurhan Yentürk [email protected]

0212 311 52 22/ 311 5195 / 0532 435 16 20

www.kahip.org

Bütçe Görüşmelerine Yönelik Kamuoyu Açıklaması: 1 Kasım 2010

1 Kasım 2010

Kamuoyu Duyurusu

Biz, aşağıda ismi olan 30 STK, biraraya gelerek kamu harcamalarını izlemek üzere oluşturduğumuz Kamu Harcamalarını  İzleme Platformu olarak, Kasım ve Aralık aylarında TBMM Plan ve Bütçe komisyonu ve Genel Kurulunda yapılacak 2011 Yılı Bütçe Kanunu görüşmeleri vesilesiyle kamu harcamalarına ilişkin yaptığımız izleme çalışmalarının sonuçlarını ve önerilerimizi açıklıyoruz:

  • Türkiye’de 2009 yılında sosyal güvenlik, sağlık, sosyal yardım ve sosyal hizmetleri kapsayan “sosyal koruma harcamaları”nın GSYH içindeki payı % 13’tür, bu oran 27 AB ülkesinde ortalama % 26’dır. Sosyal koruma harcamaları içinden yoksullara yönelik sosyal yardım, sosyal hizmetler ve yeşil kart harcamalarının GSYH içindeki payı sadece % 1.2’dir. Yoksullara yönelik olan % 1.2 oranındaki bir harcama çok yetersizdir.
  • Türkiye’deki sosyal koruma sisteminin en eksik halkalarından birisi, dünyada en yaygın olarak uygulanan vergilerden sağlanan ve vatandaş olma hakkından kaynaklanan düzenli gelir desteğinin olmamasıdır. Türkiye’de yardımların yoksullara ulaştırılma yöntemi insanların muhtaç olduklarını kanıtlamak zorunda bırakılarak damgalanmaları, insanlık onurunu kırıcı olmakta ve insan hakkı ihlali düzeyine ulaşmaktadır.  İnsanların damgalanmadan, onuru kırılmadan vatandaş olmaktan kaynaklı, düzenli ‘temel gelir desteği’nin geliştirilmesinin yoksulluk ve sosyal dışlanma ile mücadelede önemli olduğunu savunuyoruz.
  • Türkiye, kişi başına sağlık harcamasında Avrupa’da en son sırada yer alıyor ve azaltılması planlanıyor.  Biz Sağlık Bakanlığı ve sağlık harcamalarında 2009 yılından sonra azalma planlanmasını doğru bulmuyoruz.
  • 2009 yılında GSYH’ içindeki payı % 5 olan sağlık harcamalarının içinden sadece 0.5’i koruyucu hizmetlere gitmekte, % 4.5’i ise ilaç ve tedavi hizmetlerine gitmektedir.  Türkiye’de sağlık harcamaları mutlaka koruyucu hizmetlerin payı yükseltilecek şekilde artırılmalıdır.
  • OECD ülkeleri içinde çocuk yoksulluğunun en fazla olduğu ülke yine Türkiye… Ülkemizde toplam çocuk nüfusunun %24.6’si yoksulluk içinde yaşarken, bu oran OECD ülkeleri ortalaması ise 12.4’dür.
  • 2008 yılında sağlık, sosyal hizmetler, sosyal yardım ve adalet hizmetleri çerçevesinde çocuğa ayrılan harcamaların GSYH’ya oranı % 1.07’dir. Eğitim harcamaları eklendiğinde bu oran % 3’e çıkmaktadır. 2008 yılı verilerine göre çocuk başına yapılan harcama 393 TL’dir. Nüfusun % 38’inin çocuk olduğu bir ülkede çocuğa yönelik harcamaların mutlaka yükseltilmesi gerektiğini savunuyoruz.
  • Çocuklara yönelik koruma hizmetlerinin aileye yönelik sosyal yardım  hizmetine dönüşmemesi gerektiğini savunuyoruz. Sosyal hizmetlerin sosyal yardıma dönüştürülmesinden ve sosyal sorunların özel alana havale edilerek çözülmeye çalışılacağından endişe duymaktayız.
  • TÜİK 2008 Yılı Nüfus Sayımı verilerine göre, 12-14 yaş grubundaki çocukların %11.3’ü çalışmaktadır. Türkiye’de onbeş yaşını doldurmamış çocukların çalıştırılması yasaktır. Türkiye onayladığı Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) Asgari Yaş Sözleşmesi’ne göre çocuk işçiliğinin etkili biçimde ortadan kaldırılmasını öngörmektedir ancak bu konuda bütçeden kaynak ayrılmadığı görülmektedir.
  • Gençlerin güçlendirilmesine yönelik harcamaları izleyebilmek için gençliğin spor, toplumsal hayata katılım, barınma, eğitime destek, eğitimden işe geçişte destek kurumlarını dikkate aldık. Tüm bu harcamalar dikkate alındığında 2008 yılında genç başına 192 TL harcama yapıldığı görülmektedir. Bu       harcamanın  GSYH’ya içindeki payı % 0.3 civarındadır ve   azaltılması  planlanmaktadır.  Lise ve yüksek eğitim harcamaları ile birlikte bu oran ancak % 2’ye çıkmaktadır. Bütçede gençler 
  • Türkiye’de 15–24 yaşları arasındaki gençlerin genel nüfusa oranı % 20’dir. Bu gençlerin yaklaşık % 30’u eğitim almakta, % 30’u çalışmakta, % 40’ı eğitim almamakta ve çalışmamaktadır. Eğitime destek ve eğitimden işe geçişe yönelik harcamalar çıkarıldığında eğitimde olmayan ve çalışmayan gençlere yönelik harcamaların düşüklüğü çok çarpıcıdır: Eğitimde olmayan gençlere yönelik harcamanın (spor dahil) GSYH içindeki payı % 0.05’e düşmektedir. Bütçede gençlik yoktur, eğitimde olmayan gençler hiç yoktur.
  • Türkiye’de askeri harcamaların izlenmesinde ortaya çıkan en önemli zorluk verilerdeki şeffaflık eksikliğidir. Askeri harcamaların şeffaf ve izlenebilir olması, STK’ların ve parlamentonun denetimine yeterince açık olması yönündeki demokratik talebimizi vurgulamak istiyoruz.
  • Türkiye’nin askeri harcamalarının GSMH’ya oranı 2009 krizinden önce % 2.0 civarında iken, 2009 yılından sonra % 2.3 civarına fırlamıştır. Bu oranın artmaması ve NATO-Avrupa askeri harcamalar ortalaması olan % 1.8 ile sınırlı tutulması önemlidir.

Ne yazık ki ülkemizde farklı kamu idareleri tarafından çeşitli sosyal alanlara yapılan harcamaların bir arada değerlendirilebildiği veri kaynakları bulunmamaktadır, ve ne yazık ki milletvekilleri de bu tür sosyal alanlara yapılan harcamaları ayrıntılı olarak görmeden TBMM’nde sürdürülen bütçe görüşmelerine katılmaktadırlar. Halbuki biz, sosyal denge amacıyla uygulanan politikalara ayrılan kaynakların izlenebilmesini, politikaların etkinliğinin ve  alternatiflerinin tartışılabilmesi için kaçınılmaz olduğunu düşünüyoruz.

“Kamu Harcamalarını İzleme Kampı”nda elde ettiğimiz ve yukarıda birkaçından bahsettiğimiz tüm sonuçları kapsamlı bir mektup haline getirdik, diğer STK’ların imzalarına açtık ve 75 kuruluşun imzasıyla milletvekillerine ulaştırdık.

Milletvekillerine yollanan mektup ve Kamu Harcamaları İzleme Platformu ile ilgili ayrıntılı bilgiye www.kahip.org adresinden ulaşılabilmektedir.

Saygılarımızla,

Kamu Harcamaları İzleme Platformu

Proje koordinasyon ve iletişim:

Prof.Dr. Nurhan Yentürk [email protected]

0212 311 52 22/ 311 5195 / 0532 435 16 20