Skip to main content

2011 yılı Kamu Harcamaları İzleme Raporu Kamuoyu Duyurusu, 7 Nisan 2011

By 7 Nisan 2011Nisan 15th, 2020Kamuoyu Açıklamaları

Sayın Basın Mensubu

Biz, aşağıda ismi olan 52 sivil toplum kuruluşu ve sivil oluşumun üye olduğu  Kamu Harcamalarını İzleme Platformu olarak sizlere bu mektubu yazıyoruz.  Bizler iki yıldır kamu harcamalarını izliyoruz; bu yıl da geçen yıl yaptığımız gibi, kamu kaynaklarından sosyal korumaya, çocuğa, gençliğe, eğitime, askeri harcamalara ne kadar pay ayrıldığına yönelik yaptığımız izlemenin sonuçlarını milletvekillerine bir mektup olarak gönderdik ve şimdi de siz basın mensuplarıyla paylaşmak istiyoruz.

Bu yıl geçen yıl izlediğimiz harcamaların yanısıra, özellikle kamuoyunun gündeminde yer tutan yoksullara yönelik asgari gelir desteği, öğrenci harçları, işsizlik sigortası fonundan bütçeye aktarılan kaynak ve harcamaların denetimi gibi konulardaki görüşlerimizi açıklamak istiyoruz.

Geçen yıl olduğu gibi, bu yıl da bu yıl da, yeni kamu harcama verileri Ocak 2011’de yayınlanır yayınlanmaz gerçekleştirdiğimiz kamu harcamalarını izleme kampında çarpıcı, dikkat çekici, düşündürücü rakamlara ve sonuçlara ulaştık:

Sosyal güvenlik, sosyal yardım ve hizmet harcamaları:

  • Türkiye’de 2010 yılında sosyal güvenlik, sağlık, sosyal yardım ve sosyal hizmetleri kapsayan “sosyal koruma harcamaları”nın GSYH içindeki payı % 11,99’dır. Bu oran 27 AB ülkesinde ortalama % 27’dir.  Sosyal koruma harcamaları içinden yoksullara yönelik sosyal yardım ve hizmetlerin GSYH içindeki payı sadece % 0,78’dir ve artırılması planlanmamaktadır. Bu orandaki bir harcama çok yetersizdir, artırılmalıdır. Artışın Türkiye’deki sosyal koruma sisteminin en eksik halkalarından birisinin düzenli gelir desteğini tesis etmek yönünde kullanılmasını önemsiyoruz.
  • Merkezi Yönetim Giderleri içinde düşmekte olan faiz ödemeleri kullanılarak ve  askeri harcamaların GSYH’nın azaltılması ile sağlanacak 0,7 oranında bir kaynak ile, yapılmakta olan sosyal hizmet ve sosyal yardımların miktarının iki katına çıkarılması mümkün olacaktır.  Bu şekilde GSYH’nın % 0,7’si olan yaklaşık 7,5 milyar TL kadar bir miktarın  yoksullara yönelik asgari gelir desteği için kullanılmasını mümkün olacaktır.
  • Günümüzde SGK’nın açığını kapamak için merkezi bütçeden 55 milyar transfer yapılmakta ve bunun sadece 2,5 milyar TL’lik kısmı 2022 sayılı kanun kapsamında verilen muhtaç ve özürlü aylığı için kullanılmaktadır. Ek olarak bulunacak 7,5 milyar TL’nin SGK’ya aktarılması ile hali hazırda 2022 sayılı kanun kapsamında verilen ortalama 160 TL muhtaç ve özürlü aylığı alan 1,3 milyon yoksul sayısına 3 katı kadar yoksul eklenerek yaklaşık 5,5 milyon yoksula ulaşılabilir.  TÜİK 2009 verilerine göre yoksulluk çizgisinin altında yaşayan yaklaşık 10 milyon kişi yani 2,5 milyon hane bulunuyor. Bu durumda ek kaynakla birlikte hane başına 2 kişiye ödeme yapıldığında yoksul hanelerin tümüne ortalama ayda 320 TL asgari gelir desteği yapılabilir.

Sağlık harcamaları:

  • Sağlık harcamalarının toplamı bir tek kriz yılı olan 2009 yılında % 5’in üzerine çıkabilmiştir. 2010-2013 arasında sistemli bir azalma planlanmakta olduğu görülmektedir. Resmi kaynaklara göre azalma, alınan etkinliği artırıcı tedbirlere bağlı olacaktır. Bizce etkinlik artışı/maliyet düşüşü sonucu ortaya çıkabilecek olan her türlü kaynak yine sağlık harcamaları içinde kullanılmalıdır çünkü Türkiye kişi başına sağlık harcamasında 479 dolar ile Avrupa’da en son sırada yer almaktadır.
  • 2009 yılında GSYH’ içindeki payı % 5 olan sağlık harcamalarının içinden sadece 0.5’i koruyucu hizmetlere gitmekte, % 4.5’i ise ilaç ve tedavi hizmetlerine gitmektedir. Sağlanacak etkinlik sonucu ortaya çıkacak kaynak, mutlaka  payı çok düşük olan koruyucu hizmetlerde kullanılmalıdır.

Çocuğa yönelik harcamalar:

  • OECD ülkeleri içinde çocuk yoksulluğunun en fazla olduğu ülke yine Türkiye… Ülkemizde toplam çocuk nüfusunun %24.6’si yoksulluk içinde yaşarken, bu oran OECD ülkeleri ortalaması ise 12.4’dür.
  • Nüfusun % 31’i çocuk olduğu halde 2009 yılında sağlık, sosyal hizmetler, sosyal yardım ve adalet hizmetleri çerçevesinde çocuğa ayrılan harcamaların GSYH’ya oranı % 1.31’dir. Eğitim harcamaları eklendiğinde bu oran % 3,65’e çıkmaktadır. 2009 yılı verilerine göre çocuk başına yapılan harcama 535 TL’dir.

İşsizlik Sigortası Fonu ve GAP’a yapılan transferler:

  • 2009 yılından sonra krizin de etkisiyle İŞKUR Aktif İşgücü Piyasası programlarından yararlananların sayısı 213.852 kişiye yükselmiştir. Ancak Türkiye’deki 15 yaş üstü kentte yaşayanlar arasında işsiz sayısının 2.746.000 olduğunu dikkatinize sunuyoruz.
  • İşsizlik Fonu’nun 2008-2010 yılları arasında yaptığı harcama 13 milyar TL’dir. Bu harcamanın % 69’u GAP için Merkezi Yönetim bütçesine aktarılmış % 31’i ise İşsizlik Fonu tarafından harcanmıştır. GAP için Merkezi Yönetim bütçesine yapılan transferin işsizlik ve yoksullukla mücadele, çocukların ve gençlerin okula devam ve üniversiteye girişlerinin artırılması ve üniversite eğitimini sürdürebilmelerine yönelik harcanması gerektiğini düşünüyoruz.

Gençlerin güçlendirilmesine yönelik harcamalar ve üniversite harçları:

  • Gençlerin güçlendirilmesine (Erzurum kış olimpiyatları dahil) harcamaların GSYH’ya oranları 2010 için % 0,41 olarak hesaplanmaktadır ve 2011 yılı için % 0,37’e düşürülmesinin planlandığı görülmektedir. 2009 yılı için 316 TL olan genç başına yapılan harcama 2010 yılında 357 TL olmuştur. 2011 yılı için planlanan genç başına harcama 353 TL’dir. Yüksek Öğretim Kurumları ve Ortaöğretim’e yönelik yapılan harcamalar dahil edildiğinde bile gençlere yönelik yapılan harcamalar 2011 yılı için GSYH’nın %2,1’inden bile daha az olacaktır. Bütçede gençilk yoktur, eğitimde olmayan gençlik hiç yoktur.
  • Yaptığımız hesaba göre üniversiteye devam eden gençlerden alınan toplam harçların miktarı 2009 yılında 497.631.017 TL, 2010 yılında 501.436.471 TL’dir. Harçların hiç alınmaması durumunda bile Merkezi Yönetim faiz hariç bütçe giderlerinde ortaya çıkacak artışın sadece % 0,2 (binde iki) ile sınırlı kalacak olması dikkate değerdir.

Askeri alandaki harcamalar:

  • Türkiye’nin askeri harcamalarının GSMH’ya oranı 2009 krizinden önce % 2.0 civarında iken, 2010 yılında % 2,08’e çıkmıştır. 2011 yılında da % 2,1’e yükselmesi planlanmaktadır. Bu oranın artmaması ve 2009 yılı NATO-Avrupa askeri harcamalar ortalaması olan % 1.7 ile sınırlı tutulması önemlidir.

5018 sayılı Kanun’un kamu mali yönetim sistemine getirdiği yenilikler arasında performans denetimi esaslı bütçeleme de bulunmaktadır.  Performans denetimi, ayrılan bütçe ve onun harcanması ile ilgili olmayıp, yapılan hizmet için harcanan kaynaklarla elde edilen çıktılar üzerinden sorumluların hesap verebilmeleri ile ilgilidir. Ancak 3 Aralık 2010 tarihinde kabul edilen yeni düzenlemeyle Sayıştay tarafından gerçekleştirilecek performans denetiminin kapsamı daraltılmıştır. Bu son gelişme ile kamu harcamalarının şeffaflık ve denetim konusunda önemli bir fırsatın kaçtığını düşünüyoruz.

Siyasi partiler, hükümet ve devletlerden bağımsız çalışan ve hiçbir din, siyasi, etnik vb. görüşün propagandasını yapmama ilkelerini benimseyen Kamu Harcamalarını İzleme Platformu olarak seçime girecek tüm siyasi partilerin bu konulardaki görüşlerini kamuoyuyla paylaşmalarını bekliyoruz.

Saygılarımızla,

Kamu Harcamalarını İzleme Platformu

Platform sözcüsü

Prof.Dr. Nurhan Yentürk [email protected]

0212 311 52 22/ 311 5195 / 0532 435 16 20

www.kahip.org